Kibirli Gül Masalı
![]() |
| “Rüzgârda eğilmeyen kibirli gülün, diğer çiçeklerle dost olmayı öğrendiği masal sahnesi” |
Masal: Kibirli Gülün Dönüşümü
Bir varmış, bir yokmuş…
Güneşin her sabah ışıl ışıl parladığı, kuş cıvıltılarıyla dolu bir bahçede birbirinden güzel çiçekler yaşarmış. Lale, papatya, menekşe, lavanta, nergis… Hepsi bir arada, rengârenk bir tablo oluştururmuş.
Ama bu çiçeklerin arasında biri varmış ki, diğerlerinden biraz farklıymış. Adı Gül’müş. Güzelliği dillere destan, yaprakları kadife gibi yumuşak, rengi sabah güneşi kadar parlakmış. Fakat Gül’ün bir kusuru varmış: çok kibirliymiş.
Her sabah güneş doğduğunda, yapraklarını sallayıp övünürmüş:
— “Ben bu bahçenin en güzel çiçeğiyim! Diğerleri benim yanımda soluk kalıyor.”
Papatya hemen araya girermiş:
— “Ama biz birlikte güzeliz, Gül! Bahçemiz hepimizin rengiyle anlamlı.”
Gül ise gülerek:
— “Senin beyaz yapraklarınla mı, tatlı Papatya? Benim yanımda kar gibi kalıyorsun!” dermiş.
Rüzgârın Ziyareti
Bir gün bahçeye tatlı bir rüzgâr uğramış. Çiçekler onunla dans etmeye başlamış. Lale zarifçe eğilmiş, menekşe hafifçe salınmış. Ama Gül kımıldamamış.
Rüzgâr şaşırmış:
— “Neden dans etmiyorsun güzel Gül?”
Gül kibirle:
— “Benim gibi asil bir çiçek rüzgârla sallanmaz. Köklerim güçlü, duruşum mükemmel olmalı,” demiş.
Rüzgâr gülümsemiş:
— “Bazen eğilmek, kırılmaktan iyidir,” demiş ve uzaklaşmış.
Yağmurun Dersi
Ertesi gün gökyüzü bulutlarla kaplanmış. Rüzgârın ardından bu kez Yağmur gelmiş. Damla damla tüm bahçeye hayat vermiş.
Papatyalar, laleler, menekşeler sevinçle yapraklarını göğe açmış.
Ama Gül yine burnunu havaya kaldırmış:
— “Benim güzelliğime yağmur suyu dokunamaz. Yoksa yapraklarım bozulur!” demiş ve yapraklarını kapatmış.
Yağmur sessizce süzülmüş, ama Gül’e damlasını bile kondurmamış. Ertesi gün güneş açtığında diğer çiçekler tazelenmiş, Gül ise susuzluktan solmaya başlamış.
Lale üzülerek sormuş:
— “Ne oldu sana Gül? Rengin solmuş.”
Gül utanarak fısıldamış:
— “Ben... yağmurdan kaçtım.”
Dostluğun Gücü
O gece bahçeye hafif bir fırtına inmiş. Rüzgâr bu kez sert esmiş. Çiçeklerin bir kısmı korkmuş ama birbirlerine sarılmışlar. Papatya, Gül’ün hemen yanındaymış.
— “Eğil biraz Gül, yoksa kırılacaksın!” diye bağırmış Papatya.
Ama Gül yine dik durmuş:
— “Ben eğilmem!”
Fırtına daha da güçlenmiş. Bir anda Gül’ün ince dalı çatırdamış. Korkuyla haykırmış:
— “Yardım edin!”
Papatya hemen kollarını uzatmış gibi yapraklarını uzatmış, Gül’ü korumaya çalışmış. Sabah olduğunda fırtına dinmiş, bahçe yine sakinleşmiş.
Gül yavaşça gözlerini açmış, yanında Papatya’yı görünce şaşırmış:
— “Sen beni korudun mu?”
Papatya gülümsemiş:
— “Evet, çünkü dostlar birbirini bırakmaz.”
O andan sonra Gül’ün kalbinde bir şey değişmiş.
Gül’ün Yeni Duruşu
Ertesi sabah güneş doğduğunda Gül artık eskisi gibi konuşmamış. Diğer çiçeklere dönüp yumuşak bir sesle demiş:
— “Ben hep güzelliğimle övündüm ama sizsiz bu bahçe anlamını yitirir. Birlikte güzelsiniz, siz olmasanız ben bile solardım.”
O günden sonra Gül sadece güzelliğiyle değil, nezaketiyle de parlamış. Artık yağmur geldiğinde yapraklarını açıyor, rüzgâr estiğinde dans ediyormuş.
Bahçedeki tüm çiçekler onu sevmiş. Çünkü Gül artık “kibirli” değil, “sevgi dolu”ymuş.
Masalın Ana Fikri 🌟
- Kibir güzelliği gölgeler, alçakgönüllülük ise kalpleri aydınlatır.
- Birlikte olmak, tek başına parlamaktan daha değerlidir.
- Gerçek güzellik, sevgiyle süslenen kalplerde bulunur.
👉 Diğer çocuk masallarımızı da keşfedin: 🎭 Masal Perdesi | Sesli Masallar ve Hikâyeler
Daha Fazla Masal İçin Takipte Kalın!
Eğitici ve eğlenceli çocuk masalları için blogumuzu takip edin. Her hafta yepyeni hikâyelerle buradayız! 🌸📚

Yorum Gönder