Ormanın Dostluğu: Aslan ve Fare Masalı
![]() |
| “Aslanın ağlardan kurtarılmasına yardım eden küçük fare, dostluğun gücünü gösteren masal sahnesi” |
Masal: Ormanın Dostluğu
Bir varmış, bir yokmuş…
Uzak diyarlarda, yemyeşil ağaçların gökyüzüne uzandığı, kuşların sabah ezgileriyle dolup taştığı kocaman bir orman varmış. Bu ormanda yaşayan hayvanların en büyüğü ve en güçlü olanı, Aslanmış. Koca yelesi altın gibi parıldar, gür sesi tüm ormanda yankılanırmış. Bu yüzden herkes ona “Orman Kralı” dermiş.
Fakat bu krallığın içinde minicik bir canlı daha yaşarmış: Fare. Küçücük bedeni, hızlı adımlarıyla ağaç kökleri arasında gezinirmiş. Ormanın en küçük üyelerinden biri olsa da meraklı, çalışkan ve sevimliymiş.
Tesadüfi Karşılaşma
Bir gün, güneş gökyüzünde pırıl pırıl parıldarken, Aslan koca gövdesini serin çimenlerin üzerine uzatmış uyuyormuş. Uykusu o kadar derinmiş ki, çevresinde olan biten hiçbir şeyi fark etmiyormuş.
Tam o sırada küçük Fare, yuvasından çıkıp yiyecek aramaya başlamış. Kimi zaman yerdeki tohumları toplamış, kimi zaman böceklerin izini sürmüş. Neşeyle zıplayıp koşarken farkında olmadan Aslan’ın devasa pençesinin üzerine basıvermiş.
Aslan, aniden kükreyerek uyanmış. Bir hamlede Fare’yi yakalamış. Gür sesiyle bağırmış:
— “Sen kimsin de beni rahatsız ediyorsun, küçücük yaratık?!”
Fare korkudan titremiş. İncecik sesiyle yalvarmış:
— “Lütfen beni bırak, majesteleri. Size zarar vermek istemedim. Eğer beni serbest bırakırsanız, belki bir gün size yardım edebilirim.”
Aslan kahkahalarla gülmüş.
— “Sen mi bana yardım edeceksin? Ben ormanın kralıyım! Senin küçücük dişlerin bana nasıl fayda sağlayabilir?”
Ama yine de kalbi yumuşamış. “Bu zavallı yaratığı cezalandırmak bana yakışmaz,” diye düşünmüş. Ve Fare’yi serbest bırakmış.
Fare hızla kaçarken arkasını dönüp seslenmiş:
— “Teşekkür ederim, majesteleri! Söz veriyorum, bir gün bu iyiliğinizi karşılıksız bırakmayacağım.”
Avcının Tuzakları
Günler, haftalar geçmiş. Orman, her zamanki gibi yaşamla doluymuş. Ama bir gün, Aslan ormanda gezerken hiç beklemediği bir şey olmuş. Avcılar, ormanın kenarına gizlice tuzaklar kurmuşlar. Aslan ağır adımlarla dolaşırken birden yere serilmiş kalın bir ağın içine düşmüş.
Kükremiş, silkelenmiş, tüm gücüyle çırpınmış. Ama ağ ne kadar çok çekiştirse de sıkı sıkıya onu sarmış. Tırnakları kalın ipleri koparamamış, dişleriyle parçalamaya çalışmış ama başarılı olamamış.
Çaresiz kalan Aslan, öfkeyle ve korkuyla göğe doğru kükremiş. Ormandaki tüm hayvanlar sesini duymuş. Ama hiçbiri yaklaşmaya cesaret edememiş. Çünkü avcıların tuzağına yakalanmaktan korkuyorlarmış.
Küçük Dostun Cesareti
İşte o sırada, küçük Fare sesleri duymuş. Kalbi hızla çarpmış. “Bu ses Aslan’ın sesi! O bana hayatını bağışlamıştı. Şimdi sıra bende,” demiş kendi kendine.
Hiç düşünmeden kükremelerin geldiği yöne koşmuş. Aslan’ı ağlara sıkışmış halde görünce cesaretle yaklaşmış:
— “Sakin olun, majesteleri. Ben buradayım! Size söz vermiştim, işte şimdi yardım zamanı.”
Aslan, çaresiz bir bakışla Fare’ye bakmış. İçinden, “Bu küçücük dostum bana gerçekten yardım edebilir mi?” diye geçirmiş. Ama Fare vakit kaybetmeden küçük dişleriyle kalın ipleri kemirmeye başlamış.
Saatlerce yılmadan çalışmış. Önce bir ip kopmuş, sonra bir diğeri… Sonunda ağlar yavaş yavaş çözülmüş. Nihayet Aslan özgürlüğüne kavuşmuş.
Büyük Teşekkür
Aslan ayağa kalkmış, üzerindeki ip parçalarını silkelemiş. Sonra Fare’ye hayretle bakmış:
— “Küçücük bir yaratığın bu kadar güçlü olabileceğini hiç düşünmemiştim. Beni kurtardın, minik dostum. Sana teşekkür borçluyum.”
Fare gülümsemiş ve gözlerinde gururla parlayan bir ışıkla yanıtlamış:
— “Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz, majesteleri. Siz bana yardım ettiniz, şimdi sıra bendeydi.”
Aslan duygulanmış. Kükremesi bu kez öfke değil, dostluğun sevincini taşıyormuş. O günden sonra Aslan ve Fare birbirlerinden hiç ayrılmamış. Ormanda birlikte dolaşmış, birbirlerine yardım etmişler.
Diğer hayvanlar bu dostluğu gördükçe hayran kalmış. Çünkü kocaman güçlü bir Aslan ile küçücük bir Fare arasında kurulan dostluk, herkese şu dersi öğretmiş: Büyük ya da küçük, herkesin değeri vardır.
Ormanın Dostluğu
Zamanla bu hikâye ormanın dört bir yanına yayılmış. Kuşlar dallarda Aslan ve Fare’nin şarkısını söylemiş, tavşanlar çocuklarına onların dostluğunu anlatmış. Avcılar ise bir daha bu ormana girmeye cesaret edememiş.
Aslan ve Fare, sadece birbirlerinin değil, tüm ormanın dostları olmuş. Birlikte hayvanları korumuş, zor durumda olanlara yardım etmişler. Küçük bir iyiliğin bile ne kadar büyük bir kapı açabileceğini herkes öğrenmiş.
Masalın Ana Fikri 🌟
- Büyük ya da küçük, herkesin yardımı değerlidir.
- Hiçbir iyilik küçümsenmemelidir.
- Gerçek dostluk, zor zamanda belli olur.
İç Link ve Kapanış
🔊 Masalı Sesli Dinlemek İster misiniz?
👉 Diğer çocuk masallarımızı da keşfedin: 🎭 Masal Perdesi | Sesli Masallar ve Hikâyeler
Daha Fazla Masal İçin Takipte Kalın!
Eğitici ve eğlenceli çocuk masalları için blogumuzu takip edin. Her hafta yepyeni hikâyelerle buradayız! 🐞📚

Yorum Gönder